İkinci Röportaj, "Hünerli Bayanlar"la!

Blog magazinin ikinci röportajını Hünerli Bayanlar Bloğunun yazarı Müge Hüner ile yaptık. Ben, Müge Hanım'ın ne kadar samimi, içten ve mütevazi bir insan olduğunu röportajdan sonra daha iyi anlamış oldum. Sizde Müge Hanım'ı daha yakından tanımak isterseniz buyrun Röportajı okumaya..



1) Bize biraz kendinizden bahsedebilirmisiniz, Hünerli Bayanlar / Müge Kimdir?

Müge HÜNER. Mayıs -1975 İstanbul doğumluyum. Annem İstanbullu, babam Balıkesir-Erdek’li. Bir erkek kardeşim var. Kasım-2006 da evlendim.
2) Blog yazarlığı dışında, nelerle meşgul olursunuz?

Aslında bu soru; işiniz, evliliğiniz ve sosyal hayatınızın dışında nelerle meşgul olursunuz ? olsaydı, yanıtım; blog yazmak olurdu :) Eşimle birlikte, bilişim sektöründe çalışıyoruz, daha doğrusu ben eşimin firmasında çalışıyorum J İşimiz ve evdeki sorumluluklarım haricinde, blogum ile ilgileniyorum. Mutfakta zaman geçirmeyi, misafir ağırlamayı, sofralar kurmayı çok seviyor ve hayatımın bu bölümünü okumak isteyen herkesle paylaşıyorum…
Bunun dışında evde ve sofrada kullanacağım ürünler için araştırma yapmayı severim. Dekorasyon dergileri okumaya bayılırım. Bir alışveriş merkezine gittiğimde, giyim mağazalarının vitrinine bile bakmadan önünden geçer, direk ev dekorasyonu mağazalarını gezerim :) Giyim alışverişini çok nadir, eşimin ısrarları ile yaparım neredeyse…
3) Blog yazma macerasına nasıl başladınız, sizi teşvik eden ne oldu?

Bu sorunun iki yanıtı var aslında :) Karar verişim sevgili Devletşah ile oldu. Bir doğum günü hazırlıkları için, değişik tarifler yada bilinen tarifleri farklı şekilde sunmak için yeni fikirler arıyordum. Karşıma Portakal Ağacı ve Devletşah çıktı. Blog nedir, anlamını bile bilmiyordum.:) Sonra Devletşah ile mailleşmeye başladık, sorduğum tüm sorulara sıkılmadan uzun uzun yanıtlar veriyordu hatta hazırladığım doğum günü sofrasını blogunda yayınlamıştı, inanılmaz mutlu oldum o gün. Benim gibi araştırma yapan başka kişilerde olabilir diye düşündüm ve kurduğum sofraları, aklıma gelen tüm sunum fikirlerini paylaşmaya karar verdim.
Bir diğer nedende anneciğimin tarifleri ile oluşmuş, meşhur kara kaplı defterimi :) internet ortamında kayıt altına almak isteyişimdir. İlerde, bir kızım olursa bende ona elektronik bir defter bırakırım diye düşünmüştüm. Hünerli Bayanlar’ın bu kadar ses getireceği aklıma bile gelmemişti o zamanlar:)
4) Bloğunuzun adını Hünerli Bayanlar olarak vermenizdeki en büyük etken nedir?

En büyük değil tek etken var :) Soyadımızın HÜNER olması. Blogum için isim düşünürken, önce; “hüner mutfakta”, “mutfaktaki hüner” vs. gibi isimler geldi aklıma. Eşimin ailesi Kilis’li. Kayınvalidem ve yengeler inanılmaz hünerlidir. Güneydoğu mutfağı zaten hep favori mutfağım olmuştur ve evlendikten sonra sürekli bu lezzetler ile iç içe olmak, harika bir duygu J Hem kendi tariflerim, hem de ailenin diğer bayanlarının da tariflerini yayınlayacağım için; blogumun adı “Hünerli Bayanlar” oldu.
5) Sanal ortamda tanışıp, gerçek yaşamınıza taşıdığınız blogcu arkadaşlarınız varmı? Varsa kimler olduğunu öğrenebilirmiyiz?

Bir hayli fazla var hem de. İlk yüz yüze görüşmemizi sevgili Devletşah ve eşi ile yapmıştık. Hala da görüşüyoruz. Onun dışında, çeşitli etkinlikler, doğum günleri, bebek partileri nedeniyle pek çok blogcu arkadaşımla tanıştım ve çoğu ile görüşmeye ya da haberleşmeye devam ediyoruz. Bir de; can arkadaş, can dost kazandım ki o benim için çok başka Yasemin mutfakta blogunun yazarı, sevgili Yaseminciğim. Onunla sanki ilkokul dan beri arkadaş gibiyiz, arkadaşlığımız dostluğa dönüştü artık. Her zaman desteğini yanımda hissettiğim biridir kendisi…
6) En çok beğendiğiniz ve sürekli takip ettiğiniz birkaç bloğu öğrenebilirmiyiz?

Boş zamanlarımda blogların çoğunu takip ediyorum. Takip listemde yaklaşık iki yüz blog var ! İçlerinde bayılarak takip ettiğim yerli ve yabancı yemek blogları, moda ve dekorasyon blogları var. Fotoğraflarına baktığımda bende hayranlık uyandıran, yazılarını okuduğumda sürekli yeni fikirler edindiğim, düzgün yazım dili olan, blogları okumayı çok seviyorum. İsim sayarsam çok uzun olur ve kimseyi de kırmak istemem o nedenle birkaç blog ismi vererek sınırlandıramayacağım.
7) Yemek yapma konusunda küçüklüğünüzden gelen bir ilginiz varmıydı, küçükken ilk yemek yapma maceranız ne olmuştu bizimle paylaşırmısınız?

Mutfağa ilgim hep vardı. Lise de iken, okul çıkışı arkadaşlarımı eve toplar, onlara kısır, fırında peynirli ekmek, hamur kızartması yapardım. Başarısız kek denemelerim de çoktu :) Şimdi yaptığım bu üç çeşit gözüme çok basit görünüyor ama bugün birbirinden kaliteli malzemeler ile yaptığım kısır, bana o günlerde içine soğanları kocaman kocaman doğradığımız kısırın tadını vermiyor…
8) Bloğunuz hergün kaç kişi tarafından ziyaret ediliyor?

Blogum normal günlerde ortalama 10.000 civarında hit alıyor. Ramazan ayında, iftar sofralarım nedeniyle sanırım, bu sayı günde 24.000 civarında oluyor. Aynı şekilde bayramlarda ve yıl başında da sayılar iki katına çıkıyor.
9) Bloğunuzda tariflerin anlatılışındaki özen haricinde, fotoğraflardaki özen de dikkatleri çekiyor. Fotoğraflarınızdaki bu kaliteyi neye borçlusunuz?

Anlatımıma çok özen gösteriyorum dediğiniz gibi. Düzgün Türkçe kullanmaya, noktalama ve imla kurallarına çok dikkat ediyorum. Yazıyı yayınlamadan önce defalarca okuyarak, kontrol ederim. Tarifi okuyan kişinin, daha önce o yemeği hiç yapmamış olduğunu varsayar ve tarifi en ince detayına kadar anlatırım.
Fotoğraflar konusunda ise çok şanslıyım diyelim :) Eşimin hobisi fotoğraf çekmek ve doğa fotoğrafları dışında, sağolsun blogum içinde fotoğraf çekiyor. Ben tarifi hazırlayıp, veriyorum sadece:)
10) Blog yazarı olmaktan dolayı katıldığınız etkinlik ve aktiviteler oluyor mu?

Hem de çok:) Eskiden blog yazarı arkadaşların özel günlerinde bir araya gelirken, kurumsal firmaların blogları keşfetmesinden sonra sürekli bu tarz etkinliklere katılır oldum. Profesyonel mutfaklarda, yeni ürünler deniyor, kurslara ve yemek yarışmalarına katılıyoruz. Davetleri mümkün olduğunca kaçırmıyorum, çünkü ortak zevkleri olan blogcu hanımların bir araya gelmesi ve bir şeyler üretmesi inanılmaz keyifli oluyor.
11) Basında ve Tv'de yemekle alakalı projeler için teklif aldığınız oldu mu?

Şubat-2008 de Yeşil Elma programına katılmıştım. Bu günlerde beni çok heyecanlandıran bir proje daha var ama, açıklanmadı henüz :) Milliyet Sanat dergisinde bloglar ile ilgili bir araştırmada da blogum yer almıştı. Onun dışında bir teklif almadım…
12) Devletşah Özcan'ın dergisi olan yemeknamede yazı yazmaya ne zaman ve nasıl başladınız, Devletşah Hanımla tanışıklığınız neye dayanıyor?

Devletşah, Yemekname için hazırlıklara başladığında, bana telefon açtı ve “bir dergi çıkarıyorum, sende yazarlarındansın, haberin olsun” dedi hepsi bu…:)
Yaklaşık bir yıl keyifle yazdıktan sonra, işlerimin yoğunluğu nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. Ama Yemeknamenin kapısı bana her zaman açık, bunu biliyorum:)
13) En çok beğendiğiniz tarifiniz ve en çok tıklanan tarifiniz? hangileri

En çok tıklanan tariflerim, profiterol ve havuçlu kek. Google şampiyonu diyorum ben onlara :) Hazırladığım, pandispanya ve krema dosyaları da çok ilgi görüyor. Bir de tabi davet sofraları…
En beğendiğim tarif nedir? Derseniz; hepsi derim. Çünkü blogumda kendi beğenmediğim bir tarifi zaten yayınlamam:)
14) Yazdığınız tariflere gelen olumlu yorumların haricinde olumsuz yorumlar da alıyormusunuz? Tepkiniz nasıl oluyor..

Tariflerime neredeyse hiç olumsuz yorum almadım desem… Üç yılda toplasanız 10 tane değildir. Tepkim ise teşekkür oluyor, beni geliştirdiğine inanırım, doğru yapılmış bir olumsuz eleştirinin.
Tarifleri blogumda yayınlamadan önce defalarca denerim, malzemeleri titizlikle ölçerim. Bu nedenle, “denedim ama malzemeleri tutmadı” tarzında yorumlarım yok denecek kadar az.
15) Bloğunuzda olan tarifler için sipariş alıyormusunuz?

Zaman zaman teklifler oluyor, bir dönem butik kurabiye de yapmıştım. Artık yapmıyorum. Bu işi hakkıyla yapan o kadar güzel bloglar varki, onları izlemeye devam ediyorum, arada kendim için yapıyor ya da gerekli olduğunda sipariş veriyorum.
16) Blog yazarlığının haricinde ileriye yönelik projeleriniz ve hedefleriniz var mı?

Bir yemek programı hazırlamak, çocukluk hayalim… Blogum bu hayalimi bir anlamda gerçekleştiriyor aslında :) Kısmet diyelim. Bir dergide sürekli yazmak, ya da bir kursta eğitmenlik yapmakta olabilir. Hatta bir yemek kitabı hazırlamak. Şimdilik sadece hayal ediyorum:)
17) Bloğunuzdaki davet sofraları kategorisinde özenle hazırlanmış birbirinden şık sofralar görüyoruz. Estetiğe ve simetriye çok önem verdiğiniz anlaşılıyor, bu hayatınızın her alanında böylemidir?

Kesinlikle öyle. Evimizde, işyerimizde estetiğe, şıklığa çok özen gösteririm. Sofra kurmak en büyük hobimdir. Ve ne yazık ki simetri sorunum var. Sohbet ederken, normalden biraz farklı duran bir perde bütün dikkatimi dağıtabilir. Ancak onu düzeltince sohbete devam edebilirim :) Sofrada da her şey simetrik olsun isterim.
18) Mutfağınızda çok sık uyguladığınız banko bir tarifiniz varmıdır? Ani gelen misafirleriniz için derin dondurucunuzda neler bulundurursunuz?

Pirinç pilavı çok yaparım. Her sofraya yakıştırırım neredeyse. Buzluğumda mutlaka közlenmiş patlıcan bulunur. Ani gelen misafire ya patlıcan salatası yada hünkar beğendi yaparım. Mümkün olduğunca, köfte, sigara böreği gibi pratik şeyler koyarım buzluğa. Ani misafir için, sıklıkla hazırladığım sofra; çorba, köfte, pilav, patlıcan salatası dır:)
19) Bu kadar güzel ve lezzetli tarifleri uygulayarak formunuzu koruyabiliyormusunuz, kilonuzla probleminiz varmı?

Kilo problemim ne yazıkki var :( Evlendikten sonra, nefis kebaplar, çiğ köfteler, içli köfteler yiyerek, o yaşa kadar zeytinyağlı yiyen bünyeme deyim yerinde ise ezber bozdurdum :) Şimdi eski halime dönebilmek için çabalıyorum ama olmuyor…
20) Son olarak sizi takip eden, yorum yazan, tariflerinizi uygulayan okurlarınıza söylemek istediğiniz birşeyler var mı?

Onlara çok ama çok teşekkür ediyorum. Gelen her yorum beni nasıl sevindiriyor, nasıl motive ediyor bilemezsiniz. Sürekli yeni tarifler denemek ve paylaşmak isteğindeyim ama okuyucularımın tariflerime çok güvenmesi ve olumsuz sonuç almamaları için aynı tarifi defalarca deniyorum. Bu da blogumu güncelleme aralıklarını uzatıyor. Bu uzun aralıklar için kendilerinin affına sığınıyorum.
Ani verilmiş bir kararla, annemin ve ailenin hünerli bayanlarının tariflerini kayıt altına almak için yazmaya başladığım blogum, okuyucularımın ilgisi ve sevgisi ile hayatımın önemli bir parçası, çocuğum gibi oldu. Her sabah, gelen yorumları ve mailleri okumak yanıt vermek ise öncelikli görevim. İyiki varsınız diyorum ve herkese kocaman sevgilerimi gönderiyorum.

Blog Magazin İkinci Röportaj!!


Blog Magazinin ikinci röportajını da yaptık, çok yakında yayına girecek. Eminim kim olduğunu merak ediyorsunuzdur..

- O bir nazik bayan,
- O bir sarışın,
- O bir havuçlu kek ustası,
- O bir hünerli bayan
- Bilin bakalım O kim?

Kıymalı Karnıyarık Börek


Çok lezzetli ve sunumu çok şık bir kıymalı börek tarifi. Hem şekli hemde iç harcı aynen karnıyarığa benziyor.

Malzemeler (20 adet börek için)
- 5 adet yufka
- Sıvı yağ
- Böreklerin üzerine yerleştirmek için dilimlenmiş bir büyük domates
İç Malzemeleri:
- 500 gr kıyma
- 1 büyük baş kuru soğan
- 2 adet domates
- 2 adet ince doğranmış sivri biber ( eklenmeyebilir)
- Yarım demet ince kıyılmış maydanoz
- Tuz, karabiber, pıl biber
Hazırlanışı:
- İç harcı hazırlamak için bir tavaya sıvı yağı alın, üzerine doğranmış soğanları ve ekleyecekseniz doğranmış sivribiberleri ekleyin pembeleştirin. Ardından kıymayı ekleyin karıştırarak kavurun. Pişmesine yakın kabukları soyulmuş ince doğranmı domatesleri ve baharatları ekleyin. Biraz piştikten sonra maydanozları ekleyip karıştırıp ocaktan alın.
- Her bir yufkayı 8 üçgen parçaya ayırın. 1 parçayı tezgaha alın üzerini fırça yardımıyla sıvı yağ ile yağlayın, üzerine bir üçgen yufka parçası daha yerleştirin. Her bir börek 2 kat yufkadan sarılacak. Yufkanın ortasına 1 yemek kaşığı kadar iç malzeme koyup rulo şeklinde sarın, çok sıkı olmasın. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin.
- Böreklerin üzerine bıçakla iç malzemeyi görecek şekilde çizik atın ve ortalarına domates dilimleri yerleştirin. 180 derecede ısıtılmış fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirin.

Meyveli Pasta

Önceki hafta ailecek toplandığımız pazar kahvaltısında eşimin yeğeni Sezai'nin doğumgününü kutlamıştık. Pastayı çok daha farklı bir şekilde yapmayı planlıyordum ancak birgün öncesinde yapmam gereken başka işler çıkınca biraz kolaya kaçmak zorunda kaldım. Hazır pandispanya ve pasta kreması kullanıp hafif bir meyveli pasta yapabilmiştim.

Malzemeler:
- 1 adet 2 katlı sade pastaban
- Pastabanı ıslatmak için 1 su bardağına yakın meyve suyu veya fanta (ben ahududu reçelini sulandırıp keki onunla ıslattım çok güzel bir koku ve lezzet verdi)
- 1 adet vanilyalı pasta kreması (muzluda olabilir)
- 1,5 su bardağı soğuk süt
- 2 adet muz
- 2 adet kivi
- 1 büyük şeftali
- Pastanın yanlarını süslemek için hindistan cevizi yada file fındık.
- Pastanın üzrindeki meyvelerin kararmaması için hazır sade jöle (1 su bardağı su, 1 tatlı kaşığı toz şeker, 1 tatlı kaşığı mısır nişastasını pişirerekte hazırlayabilirsiniz)

Hazırlanışı:
-Pasta kremasını 1.5 su bardağı sütle hazılayın. Kutunun üzerinde margarin ilaveside yazıyor ancak ben margarin eklemedim.
- Pastabanın alt katını genişçe yağlı kağıt serilmş bir servis tabağının üzerine alın. Yağlı kağıt sermemizin nedeni krema, meyve, file fındık vs. parçaları bu yağlı kağıt üzerine dökülecek kağıdı pastanın altından çektiğimizde servis tabağımızda pastamız düzgün duracak.
- Pasta kekimizin her iki katıda bir kaşık yardımıyla meyve suyu ile ıslatılır.
- Islatılan alt tabana pasta kremasının bir kısmı yayılır. Üzerine incecik dilimlenmiş 1 adet muz, 1 adet kivi ve yarım şeftali dizilir ve kekin üst katı üzerine kapatılır.
- Kalan pasta kreması pastanın üzerine ve yanlarına sürülür.
- Önce fastanın yan taraflarına file fındık kaplanır. Kolayca kaplamak için bir elinizle pastanın altındaki yağlı kağıdı çevirip bir elinizle file fındığı serpiştirebilirsiniz. File fındık yerine hindistan cevizide kullanabilirsiniz.
- Sonrada pastanın üzerini kalan meyvelerle istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. İsterseniz meyveleri servisten hemen önce dizebilirsiniz, kararmamış olurlar. Ben birgün önceden dizmiştim ve üzerine evdeki vişneli jöleyi hazırlayıp sürmüştüm o yüzden meyveler biraz pembe görünüyorlar.
- En son olarakta pastanın altındaki yağlı kağıdı yavaşça çekip, pastayı buzdolabında en az 2 saat dinlendirdikten sonra servis yapabiliriz.

Kayınvalidemlerle Pazar Kahvaltısı

Geçtiğimiz pazar sabahı kahvaltıda kayınvalidemler ve eltimler ailecek bizdelerdi. Sabah saat sekizbuçukta kalkıp misafirler gelmeden bir süre önce tüm hazırlıkları tamamladığım için rahatça fotoğraf çekebildim..

Sadece ben fotoğraf çekerken sıcak servis yapmak istediğim için henüz fırına girmemiş olan tepside kumpirin fotoğrafı eksik. Onu haricinde kahvaltı soframızda; Kahvalılıklar,

- Kıymalı Karnıyarık Börek


- Bal-Kaymak (sunum açısından fikir olabilir)

-Mahlepli Kurabiye

- Ve doğum günü sürprizi için yaptığım meyveli pasta vardı...

Blog Magazin'in ilk konuğu Papatya Prenses

Sevgili Arkadaşımız Papatya Prensesle alakalı merak edilebilecek soruları sorduğum ve kendisini yakından tanımamızı sağlayacak söyleşimizi gerçekleştirdik. Siz değerli arkadaşlarımızında beğenisine sunuyorum.


Papatya prenses her ne kadar yeni gönderdiği resminde bizden çok güzel olduğunu düşündüğüm yüzünü gizlesede, küçük papatya elinde ikram tepsisi tüm şirinliğiyle bizlere gülümsüyor...


Sizleri röportajla başbaşa bırakıyorum...


Bir sonraki blog yazarı arkadaşımızla yapacağımız röportajda görüşmek üzere...




1) Blog yazmaya ilk ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Blog yazmaya başlamadan önce, yemek bloglarını ve sitelerini takip ediyor ve yeni tarifler deniyordum. Bir gün (9 Şubat 2007) “Benim onlardan hiçbir eksiğim yok. Neden ben de yazmıyorum?” dedim ve o günden beri bu alemdeyim.

2) Blog camiasında sizinle çok özdeşleşen Papatya Prenses rumuzunu kullanıyorsunuz. Gerçek isminizi birçok kişi bilmiyor. İsminizi gizli tutmanızın özel bir nedeni var mı?
Sanal âlemde tam manasıyla kendimi deşifre etmeyi uygun bulmuyorum. Beni yakinen tanıyanlar bilsin yeter ismimi :)
3) Çok renkli bir kişilik olduğunuz bloğunuzdan anlaşılıyor. Papatya Prenses kimdir? Blog tutmak haricinde neler yapar? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Hakikaten çok renkli bir kişiliğim var. Bir yakınım, sen “İstanbul gibisin. Aynı gün içinde 4 mevsimi yaşabiliyorsun.” der. Blogdan da okuduğunuz gibi çeşitli hobi faaliyetlerim var. Takı tasarım yapmak, peçete halkası dizayn etmek gibi. Bunun haricinde halen kayıtlı olduğum Açık öğretim İlahiyat 2. sınıf öğrencisiyim. Öğrenimime geçen yıl ara vermiştim, nasip olursa bu sene bıraktığım 3 dersimi vererek diplomamı alacağım. Bunun dışında Diyanet’in açtığı Kur’ân Kursu Öğreticiliği Yeterlik sınavlarına hazırlandım. İki ayrı sınavdan da geçtim. (Daha önceden aynı sınavlara girip kazanmıştım fakat geçerlilik süresi 5 yıl belgenin) Şükür kazandım, bundan sonrası için beklemedeyim. Bu sene tekrar Arapça Eğitimi için Ensar İlahiyat Enstitüsü’ne devam edeceğim. Aynı zamanda fırsat bulursam Web Tasarımı kursuna gitmek istiyorum. Bunun dışında ev kızıyım. Kursum, dersim vs. yoksa evdeyim. Evde yapılabilecek ne varsa onlarla vakit geçiriyorum.

4) Bir yemek bloğu sahibi olduğunuz için sık sık yeni tarif denemeleri yapıyorsunuzdur; ev halkı damak tatlarına uymayan tarifleri uyguladığınızda nasıl tepkiler verirler?
Ev halkının tariflerle ilgili yorumlarını yazılarımda paylaşıyorum zaten. Yeni tarif denemeleri yaparken genellikle ev halkının damak zevkine uygun tarifler seçmeye özen gösteriyorum.
Bazen beğenmeyeceğimizi bile bile meraktan denediğim şeyler oluyor, kimini beğeniyoruz. Kiminden de kuşlar nasipleniyor :)
Olumsuz tepkiler genellikle annemden gelir:
-Bir daha bu tarifi yapma, demesi benim için kâfidir..
5) Kendi blogunuz haricinde en beğendiğiniz ve takip ettiğiniz 3 yemek blogu hangileridir?
Oldukça zor bir soru, kimsenin gönlünü kırmak istemem… Takip listemdeki herkesi beğeniyle takip ederim. Zaten kim yeni bir tarif eklese hemen haberimiz oluyor gerek blog manşet sayesinde gerekse google reader sayesinde. Ama benim için önemli olan ve tariflerine kesinlikle güvendiğim bloglar: Misss Gibi Zerrinim, Pelince Lezzetler, Sofra Özlemi. Ayrıca Aysultan var ki zaten yemeklerini bizzat tattığım dostumdur kendisi…
6) Arkadaşlarınız ve akrabalarınız bir yemek blogu yazarı olduğunuzda haberdar mı? Başkalarının yanında yemek ve sofra fotoğrafları çeker misiniz?
Arkadaşlarımın hepsi bloğumdan haberdar. Akrabalarımdan haberi olmayanlar olsa da zamanla onlar da öğreniyor. İlk kez gittiğim bir yer değilse muhakkak yemek ve sofra fotoğrafı çekerim. Hatta ablamlar benim olmadığım mekânlarda benim için çekimler yapar.
7) Blogunuzu her gün ya da gün aşırı güncelliyorsunuz. Mutfakta ve bilgisayar başında günlük ne kadar zaman geçirirsiniz?
Bu zaman zarfı işlerimin yoğunluğuna göre azalıp çoğalıyor. Mesela uzun süre evde olmayacağım veya gün boyu bilgisayara oturamayacağımı bildiğim zamanlar oluyor. O günler için mutlaka şablonumdaki yazıları otomatik olarak ayarlarım. Ben yoksam bile bunu kimse anlamaz, yazılarım otomatik olarak yayınlanır. Bloglarını uzun süre güncellemeyen insanlar bence bu işi yapmasınlar. Yaptığın iş ne olursa olsun özen göstermek zorundasın. Zaten yakın arkadaşlarım bloglarını iki gün güncellemese üçüncü gün avam tabirle, tepelerine biniyorum.


v\:* {behavior:url(#default#VML);} o\:* {behavior:url(#default#VML);} w\:* {behavior:url(#default#VML);} .shape {behavior:url(#default#VML);}

8) Yemek konusunda geleceğe yönelik herhangi bir planınız var mı? Bu işten para kazanmayı düşünüyor musunuz?
En büyük hayalimdir kendime ait bir pastanem veya ufak bir kafem olması. Bu olmasa bile bir gün mutlaka bir yemek kitabı çıkaracağım inşallah!

9) Blog yazmaktan hiç sıkıldığınız, artık yazmayacağım dediğiniz oldu mu? Hiç kısa süreli de olsa ara verdiniz mi?
Bir vakitler ara vermiştim ama blog arkadaşlarımın ısrarıyla kısa süre içinde blog hayatıma geri döndüm. Sıkılmak değil ama bazı kendini bilmez insanlar yüzünden bırakmayı iki kez düşünmüştüm.

10) Bloğunuzda yemek haricinde, dikiş, dekorasyon, dini yazılar gibi kategoriler de mevcut. Bu konularla alakalı bilgi birikiminizi neye borçlusunuz?
Hobi faaliyetlerimin bilgi birikimini gittiğim kurslar ve bu konuda çok bilgili olan anneme ve aileme borçluyum. İzlediğim hobi programları ve gezdiğim hobi siteleri de bu bilgilerimi tazelememe yardımcı oluyor. Dini bilgim ise, ilk önce ailemden ve Allah razı olsun babamdan öğrendiklerim, sonra eğitim aldığım okullar ve okuduğum kitaplar sayesinde. Rabbim ilmimizi artırır inşallah.

11) Yazılarınıza gelen yorum sayısı oldukça fazla, bu durum sizi de tüm blogcular gibi sevindiriyordur herhalde… Hiç olumsuz yorumlar da aldığınız oluyor mu?
Yorum sayımın aslında diğer sitelere göre pek de fazla olduğunu düşünmesem de aldığım her yorum benim için çok değerli. Olmaz mı?! Meyve veren ağaç taşlanır nispetince bazen canımı sıkan yorumlar oluyor. Bu durumda ilk mızmızlandığım kişi hep Zerrin olmuştur. O da sıkıntımı beni motive ederek giderir sağ olsun.

12) Bloğunuz günlük ortalama kaç kişi tarafından ziyaret ediliyor?
Ortalama 1000 kişi. Tatil günlerinde azaldığı olsa da, bu rakamın üzerine çıktığı da oluyor.

13) Bloğunuzla alakalı teknik olarak yardım alıyor musunuz?
Bloggerdeyken ihtiyacım olmuyordu, her şeyi deneme yanılma yöntemiyle yapıyordum.
Fakat artık siteye geçtim ve bazı yapılan yanlışların geri dönüşü olmayabilir. Bu sebeple çok kıymetli arkadaşım M. Hendem’ den teknik destek alıyorum. Onun yoğun olduğu zamanlarda ise Hüseyin Mert [hmert.com] imdadıma yetişiyor.

14) Fotoğraf çekmek blog tutmanın belki de en önemli kısımlarından biri. Bu konuda hiçbir eğitim aldınız mı? Fotoğraf çekerken nelere dikkat edersiniz?
Hayalimdeki makineye kavuştuğum zaman ilk işim bir fotoğrafçılık kursuna gitmek olacak.
Eğitim almamış olsam da bana her konuda tavsiyelerde bulunan Zerrin’im ve fotoğraf çekmeye merakım sayesinde gün geçtikçe daha iyi fotoğraflar çekiyorum. Yemek fotoğrafı çekerken kullandığım tabaktan, tabağın altındaki örtüden, camdan gelen ışıktan tutun da makinenin pilinin şarj durumuna kadar birçok şeye dikkat ediyorum.

15) Geçtiğimiz dönemlerde yaptığınız diyetle ilgili bilgileri okuyucularınızla paylaşmış ve en son 12.5 kilogram verdiğinizi yazmıştınız. Bu kadar güzel pasta, tatlı ve hamur işlerini yaparken formunuzu koruyabiliyor musunuz?
Verdiğim kilo 15’e çıktı aslında. Ramazan’da diyetime ara verdim. En kısa zamanda tekrar başlayacağım. Henüz ideal kiloma ulaşmış değilim ne yazık ki. Bu kadar mutfakla haşır neşir olan biri için formunu korumak gerçekten zor. Ama ayarı iyi yaparsanız, ufak tefek kaçamaklarla verilen kilodan en fazla 2 kilogram alınarak koruma devam edebiliyor.

16) Dostluk ve arkadaşlık kavramlarına çok önem verdiğinizi yazılarınızdan biliyoruz. Sanal ortamda tanışıp, gerçek hayata taşıdığınız arkadaşlıklarınız oldu mu?
İnsanın her zaman sevincini, üzüntüsünü, bilgisini paylaşacağı dostlara ihtiyacı oluyor. Hamdolsun az ama öz dostum var benim de. Sanal ortamda kolay kolay bir çırpıda herkese ısınan bir yapım yok. Bu konu da ince eleyip sık dokuyan bir yapıya sahibim. İnsanların güzel yemek yapıyor olması iyi insan olduğu anlamına gelmez. Buradan tanışıp gerçek hayata taşıdığım çok güzel dostluklarım var. Büyük kısma yaş itibariyle ablam, bir tanesi kardeşimJ
Onlar sayesinde bilgilerime bilgi katıyorum, bu da beni çok mutlu ediyor. İlk tanıştığım kişi, yazılarımda sıklıkla bahsettiğim Leyya ablam. Öyle ki öz ablam olduğunu zannedenler oluyor bazen. Sonra Zeynep Abla, Sofra Özlemi ve Halenze Özlem. Günlük bloglarından ise Kaldera ve Volkanın Annesi Nazan ablam, Mor Kuzum Nevin. Gerçek hayatta henüz tanışamasam da gün içinde irtibatta olduklarım ise, Zerrin’im, Hülya abla, Ninom, Yeşim, Gönül Abla ve Zeynep… Bir de bloğu olmayıp beni her gün takip eden kıymetli insanlar var. Onlarla da sık sık mailleşiyoruz. Eleğimden geçmiş ve tanımayı beklediğim insanlar da var, bakalım tanışmak ne zamana nasip?

Bu röportaj sayesinde biz blog yazarları ve bloğunuzun takipçileri sizi biraz daha yakından tanımış olacaklar. Katılımınız için tekrar teşekkür ederim.
Röportaj önceliğini bana verdiğiniz için asıl ben çok teşekkür ederim. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Bir sepet doluyu Papatyayla..
Papatya Prenses



Blog Magazin'de ilk röportaj yarın!


Merak uyandıran Blog Magazin, ilk röportajıyla yarın yayın hayatına başlıyor.

İlk söyleşimizi kiminle yaptığımı, çoğu kişi merak ediyor. Birçoğunuzun takip ettiği Papatya Prenses adlı arkadaşımızla gerçekleştirdiğimiz röportaj yarın bu sayfalarda...

Blog Magazin Başlıyor!

Birkaç güne kadar hayata geçecek blog magazin takip ettiğimiz birçok blog yazarını daha yakından tanımamıza sağlayacak..

Uzun zamandır üzerinde düşündüğüm bu proje, şuan halletmeye çalıştığımız teknik birkaç detaydann sonra hayata geçecek.

Blog magazin nedir? Biraz daha ayrıntılı anlatayım. Blog camiasındaki tüm arkadaşlar, özellikle blog manşet sayesinde diğer arkadaşların bloglarında yayınladığı yeni yazı ve tariflerden haberdar olabiliyorlar. Hepimizin yakından takip ettiği bloglar var. Belki nadir de olsa birbirleriyle tanışan ve normal hayatta görüşenler de var.. Ama dediğim gibi bunlar nadir. Blogcuların yaşadığı yerler birbirinden farklı şehirler veya ülkeler olabiliyor.
Bizlerinde bu durumda takip ettiğimiz blog yazarlarının yaptığı yemekler ve kendiliğinden yazdıkları haricinde haklarında hiçbirşey bilmiyoruz. Resmini yayınlamayan arkadaşların yüzünü bile bilmiyoruz. Belki birbirimizle sokakta karşılaşıyor bile olabiliriz. Blogcular olarak birbirimize çok kadar yakın ama bir o kadar da uzağız aslında.

Blog magazin de her ay iki yada üç blog yazarı arkadaşımızla röportaj yapıp farklı bir platformda sizlerle paylaşacağım. Her blog yazarına sorulacak aynı sorular muhakkak var, ama ben her arkadaşımıza onun blogu yada kendisiyle ilgili merak edilebilecek yönleriyle alakalı kişiye özel sorular da soracağım. Ve en önemlisi söyleşi yaptığım arkadaşların bir fotoğrafını rica edip birbirimizi süreten de tanımamızı sağlamayı planlıyorum. Bu fotoğraf mutfağında yemek yaparken, pasta veya kurabiye yaparken çektirdiği bir fotoğraf yada herhangi bir ortamda çektirdiği bir fotoğrafı olabilir.

İlk röportajımızı yaptık bile. Hepinizin tanıdığı ve takip ettiği çok aktif bir blog yazarı arkadaşımız... Kim olduğunu merak ettiniz ama şimdilik sürpriz olsun..
 

Elmalı Turta Template by Ipietoon Cute Blog Design