Mücver

Arkadaşlarımızı davet ettiğimiz iftarda zeytinyağlı bir sebze yemeği yapmak yerine biraz daha aperatif olsun diye mücver yapmıştım. Çok beğenildi ve mücver artmadı, ama eminim zeytinyağlı bir yemek yapmış olsaydım yemek kalır ve nasıl muhafaza edebileceğimi düşünürdüm.
Zaten iftar hazırlıklarını yaparken herşeyden az az, kişi sayısına göre hazırladım. Ramazan ayında kalan yemekleri tüketmek oldukça zor oluyor ya biryerlere davetli oluyorsunuz ondan kalabiliyor ya da evdeysenizde bir kaç gün aynı yemeği yemek durumunda kalabiliyorsunuz. Misafirlere güzel sofralar hazırlayalım çeşit çeşit olsun derken israfa da girmeyelim. Fazla çeşit yapılabilir ancak miktarları iyi ayarlayalım. Çünkü Ramazan ayında normalden çok daha uzun süre aç kalabiliriz ama yediğimiz yemek miktarı normalden daha az oluyor...

Malzemeler:
- 3-4 adet orta boy kabak
- 2 adet yumurta
- 1 adet soğan
- Çeyrek demet doğranmış dereotu
- Çeyrek demet doğranmış maydanoz
- 1 su bardağı un
- 1 çay kaşığı kabartma tozu
- Tuz, karabiber, pul biber, kuru nane
- Kızartmak için sıvı yağ.


Hazırlanışı:
Kabaklar yıkanıp rendelenir. Üzerine bir baş soğan rendelenir. Un ve kabartma tozu hariç tüm malzemeler eklenip, mümkünse geniş bir teflon tavada yağ kızdırılmaya başlanır. ( Yağ çok fazla olmasın) Mücver karışımına un ve kabartma tozu eklendikten sonra karıştırılıp bir yemek kaşığıyla tavaya konulur ince olması için üzerine kaşıkla bastırarak yassılaştırılır. İki taraflı kızartılır. Bu işlemin hızlıca yapılması lazım yoksa karışım sulanır. Eğer karışımınız çok sulanırsa üzerine un eleyerek devam edebilirsiniz.

Arkadaşlarla İftar

Ramazan ayının ilk iftar davetini dün akşam gerçekleştirdik. Bizimle beraber 4 aile birlikte iftar yaptık. Ortamın tek çocuk bireyi şimdilik Zeynep Nuran'dı.

Zeynep Nuran dün sabahtan itibaren her zamankinden daha usluydu. Yani korktuğum başıma gelmedi. Huysuzluk yaparda yapmam gerekenleri yetiştiremezsem diye tedirgin oluyordum.

Üstelik önceki gece sahura da kalkamamıştık ama sahura kalktığım zamanlardan daha enerjiktim. Misafirlerin hürmetine zannedersem bunlar. Çünkü Ramazan ayında insanlara oruç açtırmak çok gerçekten çok faziletli. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kim Ramazan ayında bir insanın iftarını açtırsa, iftar ettirdiği kişinin sevabı eksilmeden, iftar verenede aynıyla sevap yazılır" buyuruyor.

Sofraları ayrı ayrı fotoğraflamadım. İftar esnasında fotoğraf çekmek her zamankinden daha zor oluyor.

Tarifi bulunmayan yemekleri birkaç gün içinde yayınlamayı planlıyorum.

Menümüz Şöyleydi;

- İftariyelikler
- Kremalı Mantar Çorbası
- Yeşil Salata
- Karnıyarık
- Pilav

- Mücver

Közlenmiş Kırmızı Biber Salatası

- Zeytinyağlı Yaprak Sarması

- Sakızlı Güllaç

Zeytinyağlı Patlıcan ve İftar Davet Önerileri

Anneme ait olan bu tarifi bu yaz sık sık yaptım. Patlıcanla yapılan tüm yemekler gibi bu yemekte oldukça lezzetli oluyor. Yanına bulgur pilavı ve cacık çok yakışıyor.

Ramazanın ilk haftasındayız şimdiye kadar iftar davetine gittik ancak evimizde henüz bir iftar vermedik, ama önümüzdeki günlerde iftar davetlerimiz olacak inşallah. Menüleri düşünmeye başladım bile.. Zaten işin en önemli kısmı menüye karar vermek ve alışverişi yapmak.

Yemeklerin hazırlanması kısmı planlı bir şekilde hareket edilirse o kadarda zor gelmiyor bana.
Çocuğu olanlar, çalışanlar, ya da herşeyi aynı güne sıkıştırmak istemeyenler menüdeki tatlıyı, zeytinyağlı yemeği hatta çorbalarını da bir gün önceden yapabilirler.Ana yemek seçimine göre bazı hazırlıklar bir gün önceden yapılabilir. Kızartılacak veya közlenecek şeyleri birgün önceden yaparsanız streçleyerek buzdolabında, daha önce yaparsanız derin dondurucuda saklayıp davet günü çıkartabilirsiniz. Yada menüzde börek varsa bir gün önceden hazırlayıp streçleyip iftardan birkaç saat önce fırına atabilirsiniz.

Bu şekilde planlı hareket edilirse davet günü salatalar, yapılacaksa pilav ve ana yemeği tamamlamak kalır. Sizde çok yorulmamış ve misafirlerinizle daha dinç bir şekilde güzel ilgilenmiş olursunuz.

Malzemeler:
- 1 kg patlıcan
- 2 adet kuru soğan
- 4-5 diş sarımsak
- 3 adet domates
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
- Tuz

Hazırlanışı:
-Patlıcanlar alacalı soyulup, doğranır tuzlu suda 15-20 dk bekletilir.
- Soğanlar yemeklik veya piyazlık şekilde doğranır. Domatesler kabukları soyulup küp küp doğranır. Sarımsaklar iki üç parçaya bölünür.
- Bütün malzemeler büyük bir kabın içinde elinizle güzelce harmanlanır ve tencereye alınır. Çok kısık ateşte ağır ağır patlıcanlar çok ezilmeden pişirilir.

Ramazan Geldi Hoşgeldi!

Oruç tutmaya başladığım zamanlar kısa kış günlerine denk gelmişti. Şuan yaz ortası Ağustos sıcağındayız. Sanki bu zaman diliminde Ramazan ayını çok hissedemeyiz gibi gelmişti bana ama bu mübarek ay hangi zaman dilimine denk gelirse gelsin Rahmet ve manevi füyüzat hisleri bizleri kuşatıyor..

30 yıl sonra Ramazan yine Ağustos ayına denk gelecek, ömrümüz yeterde biz görebilirmiyiz bilmiyorum. Eşimle dün konuşurken eskiden tuttuğumuz oruçlar şimdikinin yanında "bedavadan tutulmuş gibi" geliyor dedi. Yeni oruç tutmaya başlayan çocuklara bakıyorumda anneleri kıyamıyor uyusun uzun uzun istiyor. Günler uzun havada sıcak olunca.

Sağlıklı bir Ramazan geçrmek için, hepimizin dikkat edeceği şeyler var. Bol su tüketmek bunların başında geliyor. İftar ve sahur arasında en az 10-12 bardak su içmek, yemek yerken ara vermek ve yavaş yavaş yemek gerekiyor. Çok yağlı yemekler, kızartmalar, ve hamurlu şerbetli tatlılar mümkün olduğunca az tüketilmeli. Sahur kesinlikle atlanmamalı ve iftar sahur arasında 2 porsiyon meyve tüketilmeli.

Herkese huzur dolu, sağlıklı ve sevdikleriyle beraber mutlu olarak geçireceği bir Ramazan diliyorum.

Vişne Kompostosu Veya Vişne Suyu

Evinizde hazırlayıp, rahatça tüketebileceğiniz bir içecek tarifi daha.. Vişneler tükenmek üzere olduğu için ben geçen hafta fazlaca alıp derin dondurucumada birkaç poşet yerleştirdim..

İsterseniz vişneli soda olarakta içebilirsiniz. Vişneli soda için; Bardaklarınızın yarısını vişne suyu yarısını soda ile doldurabilirsiniz.

Malzemeler:
- 1 kg vişne
- 2 su bardağı toz şeker
- 2,5 lt su

Hazırlanışı:
Vişnelerin sapları ayıklanıp yıkanır tencereye alınır. Üzerine toz şeker ve kaynak su eklenir. Vişneler yumuşayıp iyice rengini verene kadar kaynatılır. Tenceresinde soğutulur. Komposto olarak tüketilmeyecekse sürehiye süzülebilir.

Domates Çorbası

Bu çorba domatesin en bol olduğu yaz aylarında yapılırsa gerçekten çok lezzetli oluyor. Kış aylarında satılan hormonlu, tatsız ve lezzetsiz domateslerle bu çorbayı ne bu renkte ne de bu lezzette yapmak pek mümkün değil diye düşünüyorum. Eğer yazdan derin donduruya rendelenmiş domates saklanmışsa o başka..

Biraz önce çok güzel, gök gürültülü bir yağmur yağdı istanbul'da.. Ağustos sıcağında, ortalık serinledi, sokaklar yıkandı, temizlendi.. Biz de sanki sonbahardan kalma bir saat yaşadık ortalık karardı birden.

Şiddetli gök gürültüsü sesinden o sırada uyuyan kızım birden ağlayarak uyandı. Biraz daha uyusun diye hemen gidip yanına uzandım, tekrar tekrar ve daha şiddetli gök gürüldemeye devam ediyor, o bana sıkı sıkı sarılıyor bir yandan da şaşkın şaşkın kafasını kaldırıp etrafa bakıyor. Sesin nereden geldiğini bir türlü anlayamadı. Bu onun ilk duyduğu ve korktuğu gök gürültüsüydü herhalde.. Sonra uykuya tekrar daldı ama yanından kalkmamam için bana daha sıkı sarılarak.

Malzemeler:

- 6-7 adet domates

- 2 yemek kaşığı tereyağı ve 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ

- 2 yemek kaşığı un

- 2 diş sarımsak

- 1 tatlı kaşığı salça (eklenmeyebilir)

- 1 lt su ( yarım lt si et suyu olursa iyi olur)

- 1 çay bardağı süt

- Tuz, karabiber

- 1 tatlı kaşığı kuru nane veya fesleğen

- Servis yaparken rendelenmiş kaşar peyniri.

Hazırlanışı:

- Domateslerin kabukları soyulur, blenderdan geçirilir veya rendelenir.

- Tencereye tereyağı alınır, eritilir. Un kavrulur, salça, domatesler ve ince doğranmış sarımsaklar eklenir, karıştırılarak pişirilir. ( Çorbanızın daha pürüzsüz olmasını isterseniz bu aşamada el blenderından geçirebilirsiniz)

- Su, et suyu ve baharatlar eklenir 5-10 dakika kaynatılır.

- En son 1 çaybardağı süt eklenip bir taşım kaynatılıp çorba ocaktan alınır.

Limonata

Evde asitli içecekleri pek tüketmiyoruz, hatta evimize en son kola ne zaman girdi onu bile hatırlamıyorum. Ancak eve gelen misafirler getirdiğinde girmiştir sanırım..

Hazır meyve sularının da çok sağlıklı ve vitamin değerlerinin olduğunu düşünmediğim için tüketmekten kaçınıyorum. Özellikle limon, portakal ve mandalina gibi meyvelerin suları ilk yarım saat içinde tüketilmediği taktirde içindeki vitaminler yok oluyor. Dolayısıyla bu meyvelerden yapılan meyve suları şekerli su niyetine içilmiş oluyor.

Hal böyle olunca bizde bol bol soda tüketiyoruz. Bunun dışında evimizdeki meyve sıkacağında meyvelerin taze taze sularını sıkıyoruz. Kızım Zeynep Nuran için kış boyunca havuç, elma, portakal sıkmıştım. Biraz uğraştırıcı oluyor ama özellikle kızım için paketli olan hiçbir gıda maddesini kullanmamaya çalışıyorum. Yapabildiğim herşeyi evde kendim yapmaya çalışıyorum. Çünkü paketli olan herşeyde katkı maddesi ve uzun dayanmasını sağlayan kimyasal maddeler var demektir diye düşünüyorum. İtiraf edeyim kendim için bu kadar hassas değilim. Ama kızıma kendim bakabilmek için iş hayatımdan vazgeçtim, başkasına bırakmak istemedim. Onu hem en iyi ve sağlıklı şekilde beslemek hemde Ahlaki değerlerimizi kazandırmaya çalışmak için.. Konu biraz dağıldı..
Yaz aylarında ise meyve kompostoları; özellikle de vişne kompostosu meyve suyu niyetine çok güzel oluyor. Onunda tarifini yakın zamanda paylaşıcam..

Limonatanın verdiği serinliği ise hiç bir içecekte bulamıyorum.. Ben aşağıdaki tarifle 2,5 lt kadar limonata elde ettim. Dilerseniz tarifin yarısını uygulayabilirsiniz.

Malzemeler:
- 10-12 adet limon
- 2 su bardağı toz şeker
- 5-6 dal taze nane
- 2 litre kaynar su

Hazırlanışı:
- Limonlar güzelce yıkandıktan sonra kabukları bir tencere rendelenir. Üzerine ince doğranmış nane yaprakları ve toz şeker eklenir ve bir kaç dakika ovalanır.
- Kabukları rendelenen limonların suyu sıkılır.
- Limon suları ve kaynar su ovaladığımız limon kabuklarının üzerine eklenir. Bu şekilde soğuyana kadar bekletilir.
- Soğuduktan sonra temiz bir tülbentle veya ince bir süzgeçle süzerek sürahilere alınır. Buzla servis yapılabilir.

Not: Şeker ve su ayarını soğuduktan sonra damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.

Berat Kandilimiz Mübarek Olsun

Bütün senenin çekirdeği hükmünde olan ve kader planımızın belirlendiği bu gecenin tüm inananlara hayırlar getirmesi duası ile, kandilinizi tebrik ederim...
Geceyi takvimlerden öğrenmek değil ruhlarımızda hissetmek, tam manasıyla ihya etmek ve dularda buluşmak üzere...

Elmalı Rulo Kurabiye

Elmalı rulo kurabiye, ıslak kek gibi biz küçükken annemin sıkça yaptığı lezzetlerdendi. Kurabiyeyi yaparken ve ilk tadına baktığım anda o günleri hatırladım. Tarifini annemden evlenmeden önce alıp tarif defterime yazmıştım ama ancak 3 yıl sonra deneyebildim...
Şuan marketlerde sadece ekşi elma bulunduğu için ben içine ekşi elma kullandım.

Malzemeler:
- 150 gr yumuşak margarin (ben tereyağı kullandım)
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 yumurta
- 1 çay bardağı pudra şekeri
- 1 paket kabartma tozu
- Birkaç damla limon
- Aldığı kadar un

İç Malzemesi:
- 3-4 adet elma
- 3 yemek kaşığı şeker
- 1 çorba kaşığı tarçın
- 1 su bardağı ceviz içi

- Piştikten sonra üzerine serpmek için 3 yemek kaşığı pudra şekeri

Hazırlanışı:
- Un ve kabartma tozu dışındaki hamur malzemeleri iyice birbirine yedirilir, üzerine kabartma tozu ve un elenerek azar azar eklenir yumuşak bir hamur hazırlanır.
- Elmalar soyulup rendelenir, şeker, ceviz ve tarçın eklenerek kısık ateşte biraz pişirilir.
- Hamur 4 eşit parçaya ayrılır. Parçalar servis tabağı büyüklüğünde açılır ve sekiz parçaya kesilir.
- Üçgenlerin kalın kısmına elmalı harçtan konulup rulo şeklinde sarılır, yağlanmış tepsiye dizilir.(Elmalı harcınız artarsa bir dahaki sefere kullanmak üzere bir buzdolabı poşetine koyup derin dondurucuda saklayabilirsiniz)
- 170 derecede ısıtılmış fırında pembeleşinceye kadar pişirilir.
- Fırından çıkınca biraz soğuyan kurabiyelerin üzerine pudra şekeri elenir.
- Sonrada bir bardak çayın yanında afiyetle yenir...

1 Ağustos 2009 Prensesim 1 Yaşında

Kızım Zeynep Nuran bugün 1 yaşında. Bir yıl ne çabuk da geçmiş. İlk dünyaya geldiği zamanlar gözümün önüne geliyor. Şimdiyse bıcır bıcır evin içinde sürekli yeni şeyler keşfetmeye daha doğrusu karıştırmaya çalışan, ordan oraya dolanan bir kız oldu.. Bizi ne kadar yorsa da, geceleri uyumamak için dirense de, planlarımız sadece ona göre yapılsa da hayat onunla çok daha güzel ve anlamlı..