Taş sokaklar, dar yollar, cumbalı evler ve balkonlardan sarkan çiçekler Ayvalık sokaklarını tasvir ediyor. Ancak ordaki havayı teneffüs etmek bambaşka. Çünkü her evin bir ruhu bir hikayesi var sanki, hiçbir ev sıradan değil.
Oralarda insanlar çiçek yetiştirmeyi çok seviyorlar. Percere önleri renk renk sardunya ve isimlerini bilmediğim çiçeklerle süslenmiş. Kendinizi bu sokaklarda dolaşırken açık hava müzesinde gibi hissediyorsunuz.
Sahildeki çay bahçelerinde, uzun yürüyüşlerimizin sonrasında çayımızı yudumlayıp denizi seyrederek dinlendik.
Ayvalıktan kalkan teknelerle günü birlik turlara katılmak mümkün, biz Z. Nuran'a güvenemediğimizden katılmak istemedik. Sabahtan akşama kadar aynı ortamda biraz sıkıntı yapabilir diye düşündük.
Perşembe günü Ayvalık'ta pazar kuruluyor. İstanbul'daki semp pazarlarının 4-5 katı büyüklüğünde bir pazar perşembe pazarı. Her türlü sebze, meyve, giyim malzemesi satılıyor. Domatesler, bamyalar, patlıcanlar o kadar tazecik ve güzel görünüyorlardı ki hepsinden alasım geldi. Ama maalesef bu hevesle kaldım, çünkü geri dönmemize daha birkaç gün vardı.
Yöre halkı yaz aylarında tatilcilerden dolayı fiyatların yükselmesinden şikayetçi, haksız sayılmazlar yerinde üretilip satılıyor olmasına rağmen fiyatlar İstanbul fiyatlarıyla aynı.
Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağının merkezi hükmünde. Hatta bazı yerlerde; "Zeytinyağı+Güzellik+Sağlık= Ayvalık" yazısı gözümüze çarptı. Sanırım belediye tarafından yazılmış. Birçok zeytinyağı üreticisi var hatta üretici olmayanların bile zeytinyağıyla bir alakası var. Yemeklerini beğendiğimiz bir restoran sahibi bile istersek en güzel zeytinyağını adresimize gönderebileceğini söylemişti.
Onlarca zeytin çeşidi var, şuan zeytin sezonu olmasa bile biz birkaç çeşit zeytini deneyerek aldık.
İnsanlar çok sıcak kanlı ve yardımsever. Bir yere nasıl gideceğinizi soruyorsunuz, tarif etmek yerine ben sizi oraya götüreyim diyorlar.
Zeytin satıcısı bize uzun süre zeytin ve zeytinyağı ile ilgili bilgiler verirken.
Genelde yürüyerek gezdiğimiz için bizim en büyük yardımcılarımız converselerimiz oldu. Günün büyük bir bölümünü yürüyerek geçirdiğimiz halde hiç ayaklarımız ağrımadı.
İkinci önemli yardımcımız ise Zeynep Nuran'ın arabası oldu. Uyku saatleri araba sayesinde hiç aksamadı, Dışarda yemek yerken araba mama sandalyesi olarak kullanıldı. Yoksa onu uzun saatler kucağımızda taşımak çok zor olurdu.
harika resimler gitmiş kadar oldum.oralarda ayrı güzeldir
YanıtlaSilŞükran ablacım 2 hafta önce bende ayvalıktaydım.Gerçekten çok güzel bir yer ayvalık... Tatil mekanı olarak güzel bir seçim olmuş,özellikle damla sakızlı kurabiye çok dikkatimi çekti,ben onu görmemiştim.Eminim damla sakızı çok yakışmıştır kurabiyeye ,tarifi varmıdır acaba sende?
YanıtlaSilDenizciğim merhaba...Sakızlı kurabiyenin orjinal tarifini ben de araştırıyorum. Yapabilirsem inş. burada sizinle de paylaşırım...
YanıtlaSilGerçekten ben de gitmiş kadar oldum, gelecek sene tatil planımızı biz de buna göre yapabiliriz. Pnasiyonun da dışı çok hoş.
YanıtlaSil